Tanısı Olmayan Hastalık İçin Hangi Oranda Engelli Raporu Verilir?
Tanısı olmayan hastalık, bir bireyin yaşadığı fiziksel veya psikolojik belirtilerin net bir tıbbi tanıya oturtulamadığı durumları ifade eder. Kişi çeşitli şikâyetler yaşasa da, yapılan testler, görüntüleme yöntemleri ve muayeneler sonucunda bu belirtilere neden olan kesin bir hastalık ismi belirlenememektedir.
Tanısı Olmayan Hastalıkların Özellikleri
Tanısı olmayan bir hastalık, hem hasta hem de sağlık uzmanları açısından büyük bir belirsizlik yaratır. Hasta, yoğun ağrı, yorgunluk, baş dönmesi, mide bulantısı, nefes darlığı gibi belirtiler yaşasa da, bu semptomların hangi hastalığa ait olduğu tespit edilemeyebilir. Bu tür durumlar genellikle şu nedenlerle ortaya çıkar:
- Semptomların birçok hastalıkla benzerlik göstermesi,
- Belirtilerin geçici ya da değişken olması,
- Henüz tıbbi olarak sınıflandırılmamış yeni hastalıklar,
- Psikosomatik (ruhsal kökenli) nedenler,
- Nadir veya teşhisi zor hastalıklar.
Tanı konulamayan bu durumlar bazen aylarca hatta yıllarca sürebilir. Bu süreçte hastalar farklı uzmanlara gitmek zorunda kalabilir ve tedavi süreci gecikebilir.
Tanısı Olmayan Hastalıklar ve Engelli Raporu
Bir hastalığın tanısı konulmamışsa, Türkiye’de geçerli olan Engellilik Ölçütü, Sınıflandırması ve Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği gereğince doğrudan engelli raporu alınması zorlaşır. Çünkü engelli oranları, hastalıkların tanılarına göre belirlenir. Ancak bazı istisnai durumlarda, belirtilerin kişinin günlük yaşam fonksiyonlarını ciddi ölçüde kısıtlaması halinde geçici veya süreli engelli raporu düzenlenebilir.
Tanı Koyulamadığında Ne Yapılmalı?
Tanısı olmayan hastalıklarla karşı karşıya kalan bireyler için bazı adımlar önemlidir:
- Farklı branş uzmanlarına başvurmak (nöroloji, romatoloji, psikiyatri, iç hastalıkları vb.),
- Tetkiklerinizi düzenli şekilde güncellemek ve saklamak,
- Belirtilerinizi detaylı şekilde not almak,
- Alternatif tıp yöntemlerini değil, bilimsel tıbbi süreci takip etmek.
Tanısı Olmayan Hastalıklar Psikolojik Olabilir mi?
Bazen tanı konulamayan şikâyetlerin temelinde anksiyete bozukluğu, depresyon, somatizasyon gibi psikolojik sorunlar yer alabilir. Bu durumda psikiyatri değerlendirmesi önem kazanır. Ancak bu durum, kişinin şikâyetlerinin “gerçek dışı” olduğu anlamına gelmez. Tüm belirtiler dikkate alınmalı ve kişi psikolojik olarak da desteklenmelidir.
Tanısı Olmayan Hastalık İçin Hangi Oranda Engelli Raporu Verilir?
Tanısı olmayan hastalık için engelli raporu oranı, doğrudan belirlenemez çünkü engelli oranları, yönetmelikte belirtilmiş belirli tanılara ve bu tanılara bağlı fonksiyon kaybı düzeylerine göre verilir. Ancak bu, hiçbir şekilde engelli raporu alınamayacağı anlamına gelmez. Belirtiler ve fonksiyon kaybı yeterince ciddi seviyedeyse, bazı durumlarda geçici (süreli) engelli raporu düzenlenebilir.
Engelli Raporu Sürecinde Tanı Neden Önemlidir?
Türkiye’de engelli raporları, “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirme Yönetmeliği” kapsamında verilir ve her hastalığın karşılığı olan bir engel oranı cetvelde yer alır. Bu yönetmelikte:
- Belirli bir hastalığın tanısı olmadan oran verilmez.
- Oranlar, tanıya ve bu tanının yol açtığı fonksiyon kaybına göre hesaplanır.
- Tanı konulmadan sistematik bir oran belirlemek mümkün değildir.
Tanısı Olmayan Durumlarda Rapor Alınabilir mi?
Evet, bazı özel durumlarda alınabilir. İşte detaylar:
- Geçici (Süreli) Engelli Raporu: Tanısı net olmayan ancak kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen belirtiler varsa, 6 ay, 1 yıl veya 2 yıl süreli engelli raporu verilebilir. Bu raporlar çoğunlukla “kontrol muayenesi gerekir” notuyla düzenlenir.
- Multidisipliner Değerlendirme: Eğer farklı branş hekimleri (nöroloji, psikiyatri, dahiliye vb.) ortak bir raporla fonksiyonel kaybı belgelerse, sistem üzerinden geçici oran belirlenebilir.
- Psikiyatrik Değerlendirme: Psikolojik kaynaklı olduğu düşünülen tanısız durumlarda, psikiyatri uzmanları tarafından “anksiyete bozukluğu, somatizasyon, depresyon” gibi tanılarla değerlendirme yapılabilir. Bu durumda tanı netleşirse oran belirlenebilir.
Tanısı Olmayan Birine Ne Kadar Oran Verilir?
Kesin bir oran belirtilemez, çünkü bu kişiye, belirtilere, fonksiyon kaybına ve değerlendiren heyete göre değişir. Ancak aşağıdaki gibi örnek senaryolar mümkündür:
- Ciddi fonksiyon kaybı (yürüme, beslenme, konuşma gibi temel alanlarda bozulma): %40–%60 arası geçici oran,
- Orta düzey psikolojik veya nörolojik bozukluk şüphesi: %20–%40 arası oran (tanı yoksa süreli olarak verilir),
- Hafif fonksiyonel kayıplarda genellikle oran verilmez veya rapor olumsuz sonuçlanır.
Ne Yapmalısınız?
- Detaylı Muayene ve Takip: Farklı branşlarda muayene olun, tıbbi geçmişinizi belgeleyin.
- Belirti Günlüğü Tutun: Şikâyetlerinizi düzenli olarak yazın, fotoğraflayın, raporlayın.
- Psikiyatrik Destek Alın: Tanı konulamayan bazı durumlar ruhsal temelli olabilir.
- Heyete Başvurun: Gerekirse heyete girerek süreli rapor talep edin.